31 Ağustos 2012 Cuma

SOĞUK ÇORBA / AYRAN ÇORBASI / YAZ ÇORBASI



Hangi yöreye ait bir çorbadır bilemiyorum ama  baba tarafından (Erzincan)öğrendiğim ve sıcaklarda kana kana içtiğim bir çorbadır soğuk çorba.  Hatta dışarıdaysam ve evdede soğuk çorba varsa, onun hayali ile eve gelirim:) Sonrasında da serinlediğimi hissederim :) 

Bu çorba için bence söylenecek fazla söz yok,  yazın en ferahlatıcı  ve  yapılışı en kolay çorbası bence …
Burada özellikle belirtmek istediğim tek şey buğdayı bir  gece önceden ıslatmanıza hiç mi hiç gerek yok.  Aklınıza geldiği an buğdayları pişirip yapabilirsiniz.  Eğer vaktim var ve ben buğdayı  ıslatmadan yapmam diyorsanız size kalmış :)

Bir de bu çorbayı ben burada sadece buğday ile yaptım, bu şekilde çok sevdiğim için genellikle böyle yapıyorum.  Buna haşlanmış nohut  ya da mısır ekleyerek de yapabilirsiniz.
Gelelim tarife…


Malzemeler
  • ½ su bardağı aşurelik buğday
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • Yoğurt
  • Nane
  • Tuz
  • Soğuk su

Yapılışı :
  • Buğdayı bir tencereye koyun ve  üzerini bir parmak geçecek kadar su ekleyin.
  • Su kaynamaya başladıktan sonra 3-4 dakika daha kaynatın ve buğdayı süzün. (Bu işlem özellikle buğdayın beyaz kalması için yapılır).
  • Buğdayı tekrar tencereye koyarak, üzerini 2 parmak geçecek kadar sıcak su ekleyin ve buğday yumuşayana kadar kaynatın. (Soğuk su lezzetini azaltabilir, o yüzden kaynamış su eklerseniz iyi olur).
  • Yoğurdu koyu bir ayran kıvamında soğuk su ile hazırlayın.
  • Yoğurdun içine buğday, zeytinyağı, tuz ve bol naneyi ekleyin.
  • Çorbanız artık servise hazır….
NOT : Çorbayı kalabalık bir grup için yapacaksanız 1 su bardağı da haşlayabilirsiniz. Bu tariften rahatlıkta 8-10 kişilik  çorba çıkıyor. Siz kişi sayısınıza göre yoğurdu ayarlayıp, içine buğdayı katabilirsiniz. Yalnız yiyeyeceğiniz kadar buğdayı yoğurda katın. Kalanı buzdolabında saklayıp, ertesi gün tekrar aynı işlemleri yaparsanız, çorbayı taze taze tüketmiş olursunuz.

Afiyet olsun...

28 Ağustos 2012 Salı

ZEYTİNYAĞLI TAZE FASULYE



Zeytinyağlı taze fasulye pişirmek ne kadar kolay gözükse de lezettini yakalamak hiç o kadarda kolay değil bence. Ne sulu fasulyeler, ne yağ  ya da pişirme ayarı tutturulamamış fasulyelerden sonra sonunda doğru yolu buldum ve bunu da büyük bir mutlulukla paylaşmak istiyorum :)

Yalnız bu tarifi düdüklü tencere için veriyorum, başta belirteyim...

Taze fasulye yaparken bana göre birkaç altın kural var. Kendi deneyimlerime dayanarak bunlardan bahsetmek istiyorum önce:

1. Doğranmadan önce yıkanan iyi bir taze fasulye
Fasulyenin iyisi nereden anlaşılır, tecrübelerim şöyle diyor :
Fasulyeyi ortadan ikiye ayırdığınızda bir pıt sesi duymalı ve fasulyeler hemen birbirinden ayrılmalıdır. Bu şekilde fasulyenin tem tazeleliği hem de kılçıksız olup olmadığı test edilmiş olunur. Bunları annemle pazara giderken gözlemlediğim zamanlarda öğrenmiştim. Ve her pazardan taze fasulye alırken mutlaka böler, hem o sesi duymak ister hem de kılçıklı olup olmadığını görmek isterim. Bunları yaparken de bir yandan suçluluk duyarım nedense, herkes gelip benim gibi fasulyeleri bölse ne olur bunların sonu, pazarcı nasıl satar bunları diye. Ama sonradan nasıl olsa pazarcı onları benim ya da bir başkasının poşetine koyacak diye düşünüp içimi de öyle rahatlatırdım :)

İlk aşama olarak ben de pazardan bu tecrübelere dayanarak fasulyemi aldım. (Fasulyeleri doğrarken görünümünü pek beğenmemiştim, biraz da taneliydi ama lezzeti konusunda pişince haklı olduğumu gördüm :)) Fasulyeleri temizlemeden yıkadım ve yıkadıktan sonra temizleyip, gerekli bölme işlemlerini yaptım.

2. Elle doğranmış domates ve soğanlar
İşte zeytinyağlı yaparken en dikkat ettiğim nokta, mutlaka domates ve soğanları elimle doğrarım. Özellikle domateslerin küçük küpler şeklinde olmasına özen gösteririm. Bu nedenle de fotoğrafını çektim. Çünkü makinede çekilmiş bir domates zeytinyağlının tadını değil belki ama görüntüsünü çok bozuyor, bulanıklaştırıyor denilebilir.

3. Su ayarı
Bu da işin zor kısımlarında biri. Çünkü fasulyenin cinsine göre de biraz değişebiliyor. Ama genelleme yaparsak fasulye zaten kendi suyunu veriyor. Bu nedenle suyu fazla koymamak gerekiyor. Ben yarım kg fasulye için yarım çay bardağı su koydum. Hatta domatesiniz suluysa su koymayabilirsiniz de. 

4. Pişirme ayarı
Burada da 25-30 dk yeterli oluyor. Bazı düdükler daha hızlı pişirebiliyor. Ben Tefal Clipso Control’ü kullanıyorum ve bu süre yeterli oluyor benim için.
Malzemeler :
  •  ½ (Yarım) kg taze fasulye­­­­­
  • 2 adet orta boy domates
  • 1 adet orta boy soğan
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • 1 tatlı kaşığı (dolu dolu) şeker
  • 1 çay  kaşığı (dolu dolu) tuz
  • 1 çay bardağı naturel sızma zeytinyağı
  •  ½ (Yarım) çay bardağı su
  •  2-3 diş sarımsak

Yapılışı:
  • Taze fasulyeleri yıkadıktan (varsa kılçıklarını da ayıkladıktan) sonra ortadan ikiye, daha sonra tekrar ikiye bölün.
  •  Domatesleri ve soğanları çok küçük olacak şekilde küp küp doğrayın.
  • Sarımsakları da çok küşük şekilde doğrayın.
  • Fasulye, domates, soğan ve sarımsakları düdüklü tencereye koyduktan sonra kalan tüm malzemeleri de tencerey koyun.
  • Malzemelerin karışması için bir kaşık yardımıyla bir-iki kez karıştırın.
  • Düdüklü tencerenin kapağını kapadıktan sonra, kaynamaya başladıktan sonra 25-30 dk kadar pişirin.
NOT : Burada kullandığım domatesler yumurta domates diye adlandırdığımız domateslerdendi. Ve bunlar genelde çok sulu olmuyor. Benim kullandığım domateslerin hiç suyu yoktu. Eğer domatesleriniz çok suluysa su koymanıza gerek kalmayacaktır.

Biz iki kişi yarım kg taze fasulyeyi bir kerede yedik. Artık sizde ona göre miktarını ayarlarsınız :)
 

24 Ağustos 2012 Cuma

DEREOTLU PEYNİRLİ POĞAÇA (30 adet)


İşte en sevdiğim poğaça… 

Dereotlu poğaçayla hikayem sabahları kahvaltı yapmadan evden çıktığım günlerden biriyle başlıyor. Zaman zaman, ki çoğunlukla her zaman, sabahları beş dakika daha uyuyayım deriz çoğumuz. İşte gene böyle günlerden birinde 5 dakika uyuyayım derken, o  beş dakikalar şu formüle dönüşür;

5 dakika* x (6)  kez = y (30) dakika. 

Bir bakarsınız ki, 5-6 kez beş  dakika diye diye yarım saat geç kalmışsınız.  (Yani bu söylediğim en olumlusu, bazen 40 dakika bazen bir saat eder bu beş dakikalar. Nasıl oluyorsa:)) Sonra da o kahvaltı için ayırdığınız zaman uykuya verilmiş. Haliyle işe giden yolda gördüğünüz bir pastenin poğaçağısına, böreğine, simitine kalmış kahvaltı keyfiniz. Kahvaltı keyfi diyorum çünkü benim için iş günü dahi olsa kahvaltıda krep, menemen yenilebilmeli, taze demlenmiş çay içilebilmeli:). Peynirsiz, zeytinsiz, domatessiz, salatasız… kahvaltı neye yarar!!! Kısacası  sağlam bir kahvaltı yapmadan çıkmak istemem evden. Bunun içinde bayağı erken  kalkmak gerekiyor maalesef :(

İşte böyle pastanenin poğaçasına kalmışken kahvaltım, dereotlu poğaçaya takılır gözüm  ve o günden sonra geç kaldığım günlerde bu poğaçayla kahvaltıma devam ederim. Ve yine bir gün niye bu poğaçayı evde yapmıyorum diye düşünürken, her zaman yaptığım poağaça malzemesinin içine havuç ve dereotunu da katarak aşağıdaki tarif çıkar ortaya…

Sonuç benim için ve tadına bakan kişiler için güzeldi. Umarım sizler için de güzel olur…


Malzemeler :
  • 2 yumurta (1 yumurtanın sarısı üzeri için ayrılacak)
  • 200 gr tereyağ (veya margarin)
  • 1 çay bardağı zeytinyağ (veya sıvıyağ)
  • 1 çay bardağı yoğurt
  • 1 adet kabartma tozu
  •  2 çay kaşığı tuz
  • 1 adet havuç
  • Dereotu
  • Peynir
  • Susam
  • Aldığı kadar un

Yapılışı :
  • Yumurta, yoğurt ve sıvıyağı bir kapta karıştırın.
  •  Margarin, dereotu , havuç ve tuzu ekleyin.
  • Elekten geçiridğiniz un ve kabartma tozunu da ekleyin.
  • Kulak memesi ve ele yapışmayacak yumuşaklıkta hamur elde edene kadar yoğurun.
  • Hamurları limon büyüklüğünde parçalar ayırın.
  • Düz bir zeminde her bir parçayı yuvarlak olarak açtıktan sonra ortasına peyniri ekleyin ve hamuru kapatın.
  • Dilerseniz oval şekilde açıp, yarım ay şeklinde de yapabilirsiniz.
  • Hamurun üzerlerine yumurta sarısı sürüp, susam ekleyin.
  • 180 derece fırında pişirin.
  • Resimde görüldüğü gibi benim yaptığım büyüklükte 30 adet poğaça çıktı.

NOT:  Eğer gevrek bir poğaça seviyorsanız, içine yarım çay bardağı sirke katabilirsiniz.

8 Ağustos 2012 Çarşamba

ZEYNEP KURABİYESİ


Malzemesi az, yapılışı çok çok kolay bir tarifi paylaşacağım bugün. Ama öncelikle Zeynep kurabiyeside ne demek diyenler için kısa bir açıklama yapacağım:) Gerçi bir çok ev hanımı neden buna Zeynep ismini verdiğimi tahmin etmiştir bile:)

Bir arkadaşınıza, bir komşunuza veya bir akrabanıza gidersiniz ve orada size ikram edilen birşeyi çok beğenirsiniz ve hemen tarifini alırsınız. Eve gelir, tarif defterinizi açar ve benim yaptığım gibi aldığınız kişinin adıyla birlikte beğendiniz bu yemeğini isimlendirirsiniz. Tıpkı benim Zeynep kurabiyesi gibi :) Sevgili arkadaşım Zeynep'in bir gün işyerine getirmesiyle başladı bu kurabiyeyle tanışmam ve ondan sonra aramızdaki bağ hiç kopmadı :) Sade ve çikolatalı çeşitleriyle zaman zaman soframda yerini alıyor.

Malzemeler :
  • 1 paket teremyağ
  • 1/2 su bardağı pudra şekeri
  • 1/2 su bardağı nişasta
  • 1 paket kabartma tozu 
  • Aldığı kadar un 
  • Çikolata
  • Hindistancevizi 
Yapılışı :
  • Çikolata ve hindistancevizi hariç tüm malzemeleri karıştırın.
  • İstediğiniz şekli verin.
  • 150-160 derece fırında rengi beyaz kalacak şekilde pişirin.
  • Hepsi bu kadar...

Ben bunu yılbaşı konseptine uygun olarak hazırlamıştım. İçlerinden kurdela geçireceğim için çikolataların kurdelaları kirletme ihtimalini düşünerek çikolatalı yapmadım. Eğer çikolatalı yapmak istiyorsanız çikolatınızı benmari usulü eritip, kurabiyelerinizi önce çikolataya sonra hindistancevizine batırarak daha lezzetli bir kurabiye elde etmiş olursunuz.


Defterimde daha Ayten'nin keki, kıymalı galeta unlu böreği, Yasemin'in fındıklı kurabiyesi gibi tarifler de çok. Zamanı gelince bunları da sizlerle paylaşacağım...

Afiyet olsun...

7 Ağustos 2012 Salı

TARÇINLI KURABİYE (35 adet)


İşte benim  ve kuzenimin en sevdiği kurabiyelerden biri:) Kuzenimin de en sevdiği kurabiye  diyorum, çünkü yemekle pek arası yoktur ve  kolay kolayda bundan eve de ver , evde de yerim demez:) Ama sevilmeyecek gibi de değil hani…
Bu kurabiyeyi aslında uzun süredir yapıyorum. Özel günlerin birçoğunda yaptım bu kurabiyeyi ; annemin gününde , nişanımda, arkadaşlarım geldiğinde vs.… Ve her seferinde çok güzel yorumlar aldım. O nedenle burada da paylaşmak istedim.  Malzeme sıkıntısı çekmeden yapabileceğiniz bir kurabiye, evde yeterki fındığınız veya ceviziniz olsun, çok kısa bir sürede yapabilirsiniz.


Malzemeler:

Hamuru  :
  •     200 gr tereyağ
  •     3 çorba kaşığı toz şeker
  •     1 tatlı kaşığı tarçın
  •     1 paket kabartma tozu
  •     1/2 su bardağı dövülmüş ceviz
  •     1/2 su bardağı dövülmüş fındık
  •     2,5 su bardağı un
Üzeri:
  •     Tarçın   
  •     Pudra şekeri

Yapılışı :
  •     Tereyağını eritip, ocaktan alın ve tozşekeri ilave edin. Şeker eriyinceye kadar karıştırın.
  •     Eritilmiş tereyağını soğuması için bir kenara alın.
  •     Kalan malzemeleri bir kapta karıştırın ve soğuyan tereyağını ekleyip yoğurun.
  •     Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayın.
  •     140-150 derece fırında yaklaşık 30-40 dk pişirin.
  •     Fırından çıkardıktan sonra üzerine tarçın ve pudra şekeri ekleyin.
  •     Afiyet olsun...



NOT : Sakın erittiğiniz margarini sıcak sıcak malzemelerin içine katmayın, yoksa hamurunuz sert olur. Hamurunuzun ağızda dağılmasını istiyorsanız margarinin soğumasını bekleyin.
Belirtmeyi unuttum ,kahvenin ve çayın yanında servis edilebilecek süper bir kurabiye….:)

ELMALI KURABİYE


Malzemeler :

Hamuru:

  • 1 yumurta
  • 1 çay bardağı yoğurt
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1,5 çay bardağı şeker
  • 125 gram margarin (teremyağ olursa iyi olur)
  • 1 su bardağından 2 parmak eksik nişasta
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1/2 paket vanilya
  • Aldığı kadar un 

İçi  :  

  • 4 adet orta büyüklükte elma 
  • 5 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 su bardağı ceviz
  • 1 çay kaşığı (tarçını sevenler için1 tatlı kaşığı) tarçın


Yapılışı :

İçi : 
  •  Elmaları rendeleyip, şekeri ve tarçını ekleyerek tavada pişirin. 
  •  Ocağın altını kapadıktan sonra iri doğranmış cevizleri ekleyin.
 Hamuru :
  • Yumurta, yoğurt, sıvıyağ ve şekeri bir kapta güzelce karıştırın.
  • Tereyağ, un, nişasta, kabartma tozu ve vanilyayı ekleyerek elinize yapışmayacak kadar yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğurun.
  • Hamurdan limon büyüklüğünde parçalar kopararak içlerine elmalı karışımı ekleyerek istediğiniz şekli verin.
  • 170 derecelik fırında pişirin.
  • Afiyet olsun:)